… Zamanında biz
ufacıkken annelerimizin yaptığı tek doğal kür, çoban salatası yapımından sonra
çöpe atılmadan evvel yanaklara ve alına yapıştırılan salatalık kabuklarından
ibaretti…
Cildimiz, vücudumuzdaki en büyük organımız. Bedenimizin tüm
iç dünyasını örten, organları dış etkilerden, güneş ışınlarından, hava
kirliliğinden, darbelerden koruyan ve dolayısıyla da hayatta kalabilmemizi
sağlayan en önemli parçamız.
Cildi, sadece bir kozmetik parçamız olarak görmek büyük bir yanılgıdır
aslında. Derimizde oluşacak rahatsızlıklar, çetin doğa koşullarında bizi
koruyan kamp çadırımızın yıpranması kadar olumsuz etkiler yaratır. Peki, bu
kadar önemli bir organı nasıl daha sağlıklı yapabilir, nasıl koruyabiliriz?
Günlük hayatımızda giydiğimiz kıyafetlerle aslında cildin bedenimizdeki
kısmını koruyabiliyoruz. Ancak, yüz ve boyun bölgemiz her gün dış etkilere
maruz kalıyor. En fazla ürün çeşidinin kozmetik ve dermatolojik alanlarda bulunuyor
olması da bu nedenledir.
Hepimizin evinde devamlı olarak kullandığı bir takım
kremler, serumlar, maskeler ve temizleme ürünleri vardır. Peki ama, bu
ürünlerin içerikleri ne derece sağlıklı? Ne kadar doğal? Yapılandırma ve onarma
etkilerinin yanında olumsuz etkiler yaratacak maddeler de içeriyorlar mı? İşte tüm
mesele bu.
Bağımsız araştırmalar ve laboratuar çalışmaları sonucunda,
cildi olması gereken en sağlıklı duruma getirebilmede en etkili doğal bitkiler yıllar
geçtikçe bir bir keşfediliyor, kullanılıyor ve doğal ürünlerin önemi daha çok
anlaşılıyor. İçeriğinde neredeyse tamamen sentetik üretim ve kimyasal
bileşenler bulunan pek çok ucuz raf ürünü de hala ayakta elbette. Fakat,
tüketici bilinci arttıkça, hem ürünlerde arka etiketler ve içindekiler
kısımları daha çok incelenir hale geldi, hem doğal ve organik ürünlerinin
kıymeti anlaşıldı. Hatta, artık hayvanlar üzerinde test edilmiş ürünlerin
üretilmesine, kullanılmasına ve satılmasına karşı kitlesel toplum hareketleri
oluşmaya başladı.
Bizim artık etiketlerde görmek istemediğimiz bazı
kimyasallar var. Paraben, Petroleum, Sülfat ve Sülfitler, Phtalatlar,
Triclosan, Gluten, Mineral yağlar, Sentetik renklendiriciler ve parfümler bu
listenin üst sıralarında yer alıyor. Peki, bu konuda artık çoğumuz bilinçliyiz.
Bu harika! İyi de, her gün bir uzman çıkıyor ve şu bitki özü cilde faydalı, bu
çiçeğin yağı sivilceyi geçiriyor, şu meyveler yaşlanmayı geciktiriyor gibi
çeşit çeşit açıklamalar yapıyor. ‘’Yahu, biz hepsini uygulamaya kalksak, ev
manava, aktara döner.’’ dediğinizi duyar gibiyim. Evet, çok da haklısınız.
Zira, zamanında biz ufacıkken annelerimizin yaptığı tek doğal kür, çoban
salatası yapımından sonra çöpe atılmadan evvel yanaklara ve alına yapıştırılan
salatalık kabuklarından ibaretti. Peki, sonra ne oldu da milyonlarca bitki,
meyve, sebze sanki ilk kez filiz vermişçesine keşfedildi, uygulandı ve
işlenmeye, paketlemeye ve evlerimize girmeye başladı?
Yıllar geçtikçe, sanayileşme arttıkça, insan nüfusu
çoğaldıkça, trafik, hava kirliliği, zehirli atıklar, zirai ilaçlar ve
sayamayacağım kadar çok kötü şey hızla arttı ve toprak artık saflığını,
anaçlığını yitirdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir açıklamada, yediklerimizin
besin değerlerindeki acı kayıplar aşağıdaki tabloda gözler önüne serildi…
Besin olarak vücudumuza aldığımız bu ürünlerden kanımıza ne
fayda sağlıyoruz ki, bir de cilt için fayda sağlayalım, değil mi? Kısacası,
artık posa tüketiyoruz diyebiliriz.
Fakat, bazı özel
coğrafyalarda yetişen bir takım vahşi meyveler, sebzeler var. Buzul ikliminde
hayatta kalmayı başaran, insanların henüz kirletemediği tropik topraklarda
yaşamlarını bozulmadan sürdürebilen o nadide doğal armağanları sizler için
inceleyip derledim.
18.yy da aşılama ile ilk kez İsviçre’de üretilen bu ekşi ve
özel elma tamamen organik olmasına karşın aylarca çürümeden, bozulmadan,
pörsümeden saklanabiliyor. Pürüzsüz ve parlak bir kabuğa sahip. Son yıllarda
bilim insanlarının yaptıkları klinik çalışmalar, İsviçre elmasının kök
hücrelerinden faydalanarak, doğal anti aging, yani yaşlanma ve kırışıklık
karşıtı içerikler elde etmeyi başardılar. Haberlere göre, bu kök hücre ile
üretilen doğal cilt kremlerinin en kıdemli müşterilerinden birisi de, ABD eski
başkanı Obama’nın eşi Michelle hanımmış. Eeee, ne de olsa bizlerin de yıllarca
televizyonlarda izlediğimiz first lady, gerçekten de yitirmediği güzelliği,
parlak, sağlıklı ve gergin cildi ile gözlerimizin önünden hala gitmiyor.
VAHŞİ ALASKA YABAN MERSİNİ
Burada bir noktaya değinmek istiyorum. Yaban mersini ülkemiz
dahil pek çok ülkede yetişiyor. Fakat, Alaska’da -50 derecelerde dahi binlerce
yıldır yapısını bozmadan, besin değerlerini düşürmeden yaşama meydan okuyan
vahşi yaban mersini, diğer türlerden çok daha yüksek antioksidan değerlerine
sahip. Bu nedenle, sadece dahili olarak besin takviyelerinde değil, aynı
zamanda cilt bakım ve onarım ürünlerinde ve dermatoloji alanında pek çok ilaçta
da kullanılıyor.
Biz ilaçları sevmiyoruz, çünkü raf ömürleri ve kullanılan kimyasallar nedeni ile faydasından çok yan etkisi oluyor ilaçların. Ancak, konumuz doğal cilt bakımı olunca, vahşi Alaska yaban mersini kesinlikle olmazsa olmazlardan. Cildin yapılanması ve kendini onarmasında, kırışıklıkların durdurulması ve gerilemesinde, cilt hasarlarının ve pürüzlerin onarılmasında, gözenekleri sıkılaştırma ve hücreleri beslenmesinde müthiş etkili bir bileşen.
Biz ilaçları sevmiyoruz, çünkü raf ömürleri ve kullanılan kimyasallar nedeni ile faydasından çok yan etkisi oluyor ilaçların. Ancak, konumuz doğal cilt bakımı olunca, vahşi Alaska yaban mersini kesinlikle olmazsa olmazlardan. Cildin yapılanması ve kendini onarmasında, kırışıklıkların durdurulması ve gerilemesinde, cilt hasarlarının ve pürüzlerin onarılmasında, gözenekleri sıkılaştırma ve hücreleri beslenmesinde müthiş etkili bir bileşen.
NONİ MEYVESİ (HİNT DUTU)
Bu özel meyve ile ilgili daha evvel de bir yazı yazmış ve
çok daha geniş kapsamlı anlatmıştım. Dilerseniz şuracıktan
ulaşabilirsiniz. Ama, bugün Noni meyvesinin cilde olan katkılarından bahsedeceğim.
Noninin en muhteşem özelliği, yaşam molekülü dediğimiz NO
(Nitrit Oksit) üretimine faydaları. Yeni kök hücre teknolojisi sayesinde, noni
kök hücrelerinden faydalanılarak üretilen doğal içerikli cilt ürünleri, ciltte
hızlı onarım, hücre yenileme, gözenekleri sıkılaştırma, geç iyileşen yara
izleri ve hatta yanık lekelerinde bile tamir edici özelliklere sahip. Noni özütü, Çin tıbbında akapunktur noktalarında masaj
ile tedavilerde kullanılıyor. Ayrıca, kronik ağrılı bölgelerde, kemik
hasarları, kırık ve çatlaklarda dahi lokal uygulamalar ile güçlü bir iyileşme
sağladığı bilimsel olarak kanıtlanmış. Düşünsenize, kemiklere kadar etki eden
bu nadide meyve, cildimize neler yapmaz ki?
MERCİMEK
Haydaaaa! Dediğinizi duyar gibiyim J Evet, evet! Doğru duydunuz,
mercimek. Yani bizim kara şimşek diye bildiğimiz, hemen hemen her Türk
ailesinin tenceresinde sık sık pişen mercimek. Mercimek, zengin içeriği ile
cildinizin canlı, parlak ve nemli kalmasına yardımcı oluyor. B vitamini, A
vitamini (betakaroten), demir ve protein yönünden oldukça zengin olan bu
güzelim baklagil, aslında mükemmel bir cilt bakım ürünü. Ayrıca yüksek oranda
folik asit de içeriyor. Bilirsiniz, hamilelik dönemlerinde artık doktorların
muhakkak önerdiği folik asitten bahsediyoruz. B vitamini yönünden zengin olduğu
için, cildin nem tutan bariyerlerini güçlendiriyor. İçeriğindeki zengin demir
ile hücre yenileme, RNA ve DNA yapılandırma ve enzim üretimine destek oluyor.
Cildin yağ oranını dengeliyor. Fazla yağlı ciltlerde
yağ azaltırken, kuru ciltlerde nem tutulumu ile kuruma etkilerini azaltıyor. B
vitamini ile cilt kızarıklığı sorununa da doğal bir şifa görevi görüyor.
KARPUZ
Ahhhh, senenin son karpuzunu da yedik. Neyse, bilim dünyası
mevsimlik olayını da çözüme kavuşturuyor ve cilt ürünleri
için doğal çözümler üretiyor. Karpuz, neredeyse lif yönünden en zengin meyve.
Cildin esnekliğini geri kazandırma konusunda karpuz, tam bir lokman hekim.
Ayrıca içerdiği Likopen ile de zengin bir antioksidan kaynağı. Yorgun ciltten
toksinleri uzaklaştırarak, tenimize daha parlak, canlı ve neme doymuş bir
görünüm kazandırıyor. Karpuz aynı zamanda zengin bir A vitamini kaynağı ve UV
ışınlarına karşı koruyucu bir görevi de severek üstleniyor.
ŞERBETÇİ OTU
Harika bir cilt ürünü. Osmanlı’dan günümüze şifalı bitkiler
sınıfında her daim kullanılan bir bitki Şerbetçi otu. Çok yüksek antioksidan
etkisi vardır, antienflamatuar (iltihaplanmayı öleyici) özelliklidir, antibakterialdir,
cilt lekeleri oluşumunu önler, fazla
damarlanmalara mani olur, yaşlanma etkilerine karşı çok etkilidir, anti
kanserojen, mantar önleyici ve virüslere karşı koruyucu özelliktedir. Özellikle
sorunlu cilt tiplerinde ecza sektörü ve kozmetik sektörü bu şifalı bitkiden
çokça faydalanır. Egzama, atopik dermatit, kızarıklık, cilt kuruluğu, deri
enfeksiyonları, güneşin oluşturduğu hasarlar ve daha pek çok alanda onarıcı
etki göstermekte. Bir yandan da ciltte yüksek oranda yatıştırıcı etkisi vardır.
İçeriğinde ise alfa ve beta asitler, protein,
lipitler, pektin, aminoasit ve uçucu yağlar bulunuyor.
Bir dip not: doğal bir göğüs büyütücüdür. Pek çok farklı
kaynaktan bu konuda da bilgi edinebilirsiniz. Konumuz cilt bakımı olduğundan
burada anlatmayacağım, ama bu özelliği ile ilgili ilerleyen zamanlarda yeniden
bir yazı hazırlayabilirim ;)
SABUN AĞACI MEYVESİ
Biliyorum, pek çoğunuz bu ismi benim gibi ilk kez
duyuyorsunuz, ancak bu ağacı özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaşayanlar
çok çok iyi bilirler. Mis gibi kokusu sokaklar boyu yayılır bahar aylarında. Esas
vatanı Güney Amerika. Gül ağacı ailesine ait olduğunu da belirtmeliyim, ki
güzel kokusu zaten ailesine yakışır bir fert olduğunun da kanıtı.
Aslında
görsel ve aromatik özelliklerinin yanı sıra, çok da faydalı bir cilt dostu. Meyvelerinden
elde edilen özütler, anti bakteriyal özellikte, cilt kuruluğunu önlüyor,
hasarları onarıyor, topuk çatlaklarının tedavisinde yüz yıllardır kullanılıyor.
Adından da anlaşılacağı üzere en önemli özelliği hijyenik etkisi. Cilt temizlemede
ve gözenekleri açmada doğal bir iksir adeta. Pek çok sabun, şampuan ve deterjan
bileşenlerinden birisi Sabun ağacı, ama doğal cilt bakım ürünlerinde de
kullanılmaya başlandı. Özellikle cilt kremleri
içeriklerinde ileriki yıllarda bu ağacın meyve özünü sıklıkla görmeye
başlayacağız, şimdiden müjdeyi vereyim.
AVOKADO
Bir tropikal meyve olan Avakado, uzun yıllar boyunca özellikle
anavatanı olan Orta ve Güney Amerika’da hem lezzeti ile, hem de şifası yönünden
mutfaklarda ve kozmetikte kullanılıyor. Ülkemizde bilinirliği ve yaygın olarak
tüketilmesi ise çok uzun bir zaman öncesine dayanmıyor. Fakat özellikle cilt ve
saç bakımı söz konusu olduğunda hemen hemen tüm kürlerde adından sıklıkla
bahsedilir oldu. Avakado, tıpkı yukarıda saydığım besin ve bitkiler gibi,
yüksek oranda antioksidan deposu. Aynı zamanda E vitamini, C vitamini, mineral ve lif yönünden
de zengin. Cildin doğal parlaklığına kavuşması, canlanması, kırışıklıkların
azalması, en önemlisi de nemlenmesi için ihtiyaç duyduğu pek çok madde
avokadoda mevcut. Saç bakımında da saçların canlı ve parlak görüntüsüne yeniden
kavuşmasında, saç derisinin gözeneklerinin açılması ve saç köklerinin
beslenmesinde neredeyse doğanın bize verdiği en faydalı meyve diyebilirim. Ben
evdeki şampuanların içerisine doğal avokado yağı ilave etmeye başladığımdan
beri, röfleli saçlarım ışıl ışıl parlamaya başladı. Eskisi gibi kuru ve cansız
değiller. Aynı şekilde avokado yağı içeren cilt
bakım setlerini kullanıyorum, özellikle de gece yüz kremlerinde avokado yağı
varsa, cildin uyku sırasında günün tüm birikmiş toksinlerini ve yorgunluğu
atmasını kolaylaştırıyor. Sabaha capcanlı ve ışıldayan bir çift yanak ile
uyanmak uzun zamandır hasret kaldığım bir şeydi. Sizlere de şiddetle tavsiye
ediyorum. Kullandığınız ürünler doğal avokado yağı içermiyorsa, onlar bitene
kadar içlerine birkaç damla ilave ederek kullanabilir, sonrasında ise yukarıda
da saydığım tüm bu zengin içeriklere sahip, doğal, hayvanlar üzerinde test
edilmemiş bir ürün gurubu araştırarak kendinize bir iyilik yapabilirsiniz ;)
CİLDİMİZ DEĞERLİ. CİLDİMİZ KİMLİĞİMİZ. CİLDİMİZ BİZİZ!
SEVGİYLE KALIN…
Merhaba sitemizden sabun yapımına ait birçok ürün bulabilirsiniz smart kimya olarak arama yapabilirsiniz elito marka esanslarımızı özelikle öneriyoruz saygılarımla
YanıtlaSilMerhaba sitemizden oda kokusu yapımında kullanım yapabileceğiniz esansların linkini bırakıyorum incelmenizi tavsiye ederiz.
YanıtlaSilhttps://magaza.hammaddeler.com/kategori/sabun-esanslari
saygılarımla